Ana içeriğe atla

Hz Muhammed'in Vefatı

Peygamber Efendimizin vefatından bir gün önceydi...

Herkes nefesini tutmuş bekliyordu. Çünkü az evvel Hazreti Peygamber, “Bende bir hakkı olan varsa gelsin alsın” dediğinde, orada bulunan sahabelerden biri; “evet, benim bir alacağım var. Bir gün kırbacınızın ucu o sıra açık olan sırtıma değmişti de, canım yanmıştı” dedi.

Hz. Peygamber hiç tereddüt etmeden üstündeki kıyafeti sıyırdı, arkasını döndü ve ‘vur’ dedi.

Herkes şaşkındı. O sahabe hemen koşturdu ve elini yüzünü Hz. Peygamber’in mübarek sırtına sürdü, doyasıya öptü.

Herkes şaşkındı. O sahabe hemen koşturdu ve elini yüzünü Hz. Peygamber’in mübarek sırtına sürdü, doyasıya öptü.

Hz. Peygamber bu davranışıyla, kul hakkının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiş oldu.

Vefatına çok az bir süre kala göz nuru kızı Hz. Fatma’yı yanına çağırdı ve kulağına bir şeyler söyledi.

Hz. Fatma’nın önce üzüldüğü sonra sevindiği görüldü.

Hikmeti sorulduğunda; “Babam bana yakında vefat edeceğini söyleyince çok üzüldüm. Fakat benim yanıma ilk sen geleceksin dediğinde ise sevindim” cevabı verdi.

Nitekim Hz. Fatıma Peygamber Efendimizden 6 ay sonra vefat etti.

Peygamber Efendimiz vefat etmeden az önce eşi Hz. Ayşe’nin dizine uzandı ve mübarek başını Hz. Ayşe’nin çenesi ile göğsü arasına yasladı.

Misvak istedi.

Takatsiz olmasına rağmen, zaten inci tanesi gibi olan dişlerini temizledi.

Rabbi’nin huzuruna tertemiz gitmek istiyordu.

Son anları.

Peygamber Efendimiz vefatından az önce son sözleri olarak;

Namaza dikkat edilmesini, kadın haklarının korunmasını, idare altındakilere iyi muamele edilmesini, emanetlerin yerlerine ulaştırılmasını istedi." (Câmiü's-Sağîr, c.3, s.188/3190)

İnsanlık sırf bu öğütlere kulak verse, daha yaşanılabilir bir dünya oluşturmak işten bile değildir.

Son cümlelerini tamamlamıştı ki, bir ara kapı çaldı.

Gelen Hz. Cebrail’di. Selam verdi. Peygamberlik görevinin sona erdiğini söyledi.

Ardından, kapıda bekleyen bir misafir daha olduğunu ve eğer izin verirse ancak içeri girebileceğini söyledi.

Hz. Peygamber “o kim?” diye sordu.

Hz. Cebrail, ölüm meleği Hz. Azrail dedi.

Hz. Peygamber, “gelebilir, ben hazırım” cevabı verdi.

Şahadet parmağını yukarı kaldırdı; “Yüce Dosta" gittiğini söyleyerek ruhunu teslim etti.

Hz. Ayşe seslendi, cevap alamadı.

Hz. Peygamber’in mübarek gözünden bir damla yaşın yanağına süzüldüğünü gördü.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hz. Muhammed (S.A.V) Resimleri ve Fotoğrafları

Allah’ın Resulü Hz. Muhammed (S.A.V)'in Lafzının Yer Aldığı Resimleri Sizlerle Paylaşıyoruz. İyi Seyirler.

Hz. Muhammed (S.A.V) Resimleri ve Fotoğrafları

Allah’ın Resulü Hz. Muhammed (S.A.V)'in Lafzının Yer Aldığı Resimleri Sizlerle Paylaşıyoruz. İyi Seyirler.

Hz Muhammed'in Hadisleri

Allah bir kavmi severse; kendilerine belâ gönderir, kendilerini sıkıntıya sokar. Allah insanlara acımayana, merhamet etmez. Allah’ı görüyormuş gibi ibâdet et. Zira, sen onu görmüyorsun ama, o seni görüyor. Allah’tan utanmayan, insanlardan da utanmaz. Allah-ü Taâlâ, muhakkak sûretlerinize ve mallarınıza bakmaz; fakat kalplerinize ve amellerinize nazar buyurur. Amellerin kıymeti niyetlere bağlıdır. Herkesin niyeti ne ise eline o geçer. Asıl zenginlik, mal-mülk çokluğundan değildir. Gerçek zenginlik ancak gönül zenginliğidir. Bana çektirilen eziyet, hiç bir Peygamber’e çektirilmedi. Ben, ancak ahlâkın en güzellerini tamamlamak için gönderildim. Bildiğinizi herkese öğretiniz, bilginizi yayın, kolaylaştırın, zorlamayın, müjdeleyin, nefret ettirmeyin. Birbirinizden nefret etmeyin, birbirinize düşman olmayın, birbirinizden yüz çevirmeyin, birbirinize hased etmeyin, kin gütmeyin, ey Allah kulları kardeş olun. Bir kulun îmanı, gönlü doğru olmadıkça doğru olmaz; gönlü de, dili doğru olmadıkça ...